The Koç School

KOÇ OKULU

Koç’ta Yatılı Olmak

Koç’ta yatılı olmak, ilk günden uzun yıllar süreceğini bildiğin dostlara sahip olmaktır. Yatılı mezunları da Yatılı ile bağlarını koparmaz, yıl içerisinde yapılan etkinliklere katılarak geçmiş deneyimlerini yeni öğrencilerle paylaşmaktan mutlu olur.

 

Utku Aksaray / 2020 Mezunu

“Yatakhaneyi sana şöyle anlatabilirim. 14-15 yaşında İstanbul’un bir semti kadar etmeyecek küçük şehirlerden dünyanın en büyük şehirlerinden birine ve onun belki de en zor okuluna düşündüğünü hayal et. Bir deniz, tartışmasız… Korkuyorsun. Kafanı bir çeviriyorsun, bir başka çocuğun yüzünde aynı endişe, sana bir avuç kuruyemiş veriyor ve ikinizin yüzündeki endişe biraz da olsun soluyor. Günler geçiyor, sınavlar yaklaşıyor; hayatında bir kere düşük not almamış sen o ana kadar ödevlerden zar zor geçerken sınavları ve hazırlık senesini nasıl atlatacağını düşünüyorsun. Sonra bir bakıyorsun büyük sınıflardan biri seni sınavlara iki gün kala maça çağırıyor; futbol, basketbol, voleybol… Maç sırasında öğreniyorsun ki o senin yaşındayken senin yarın bile notlar alamıyormuş. E ama nasıl geçmiş? Geçmiş işte. Üzerinden de dört sene geçmiş… Demek ki oluyor, diyorsun. Duyduklarından mıdır yoksa maçın yorgunluğundan mı, o gece önceki günlerden çok rahat uyuyorsun. Yatılı işte böyle bir yer dostum. Benim o ilk kuruyemişi yememin üzerinden beş sene geçmiş, arkadaşlarımın bir kısmı yatakhaneden çıkmış da olsa buluştuğumuzda kahkaha atıyoruz ve bir bakmışız muhabbet yine yatakhane anılarımıza gelmiş.”

 

Ceren Dide Türk / 2020 Mezunu

“Yatılı okumak; yalnızca bir dolap dolusu eşya ile yerleştiğin yeni odanı, her bir köşesinde biriktirdiğin sayısız anı ile sıcacık bir yuvaya dönüştürmektir. Yatılı okumak; küçücük yaşında kocaman sorumlulukları kucaklayabilen, günümüz dünyasının problemlerinin farkında, çok yönlü düşünebilen ve kendi ayaklarının üstünde durabilen bir birey olmaktır. Yatılı okumak; tanımadığın bir şehrin her sokağını karış karış birlikte keşfettiğin, zaman zaman birlikte ağladığın, birlikte güldüğün birkaç yabancı ile gün geçtikçe birbirine kenetlenmek, kocaman bir aile kurmaktır. Aynı zamanda yaşın kaç olursa olsun bu birkaç yabancıyı her gördüğünde bir iki gülüşme ile yeniden çocuk olmaktır. Sınıflar arası geleneksel spor turnuvalarından samimi yılbaşı kutlamalarına, çeşitli konser ve müze gezilerinden keyifli söyleşilere, gruplu bilgi yarışmalarından duş alırken yakalandığın yangın tatbikatlarına; Koç Lisesinde yatılı okumak beni ben yapan, lise hayatımda başıma gelmiş en güzel şeydi. Geriye dönüp seçme şansım olsa en ufak bir tereddüt duymadan yeniden yatılı okumayı seçerdim.”

 

Alp Baran Erkul / 10. Sınıf

“Benim Koç Lisesi’nde yatılı okumak istememin en büyük sebebi hayatımda büyük bir değişiklik yaşayacak olmamdı. Yatılı bir okulda okumak benim için yeni bir başlangıç anlamına geldi ve bu beni çok heyecanlandırdı. Yatılıda Türkiye’nin dört bir yanından arkadaş edindim ve farklı çevreden insanlarla tanışma fırsatı buldum. Hepsinin farklı bakış açısı sayesinde kendime de yeni şeyler kattım ve yatılıda kendimi de geliştirdim. Yurttaki arkadaşlarımla aile gibi olduk ve birbirimize hep destek olduk. Ayrıca yatılıda eğlenceli geçen vakitlerden bol bir şey yok! Bunun yanı sıra yatılıda kalmak beni daha sorumluluk sahibi bir insan yaptı. Yatılıda kendi işlerimi yaparken çoğunlukla komik hatalar yaparak günlük işlerin nasıl yapılacağını öğrendim. Bu da kendi kendime yetebileceğimi bana gösterdiği için özgüvenimi ve cesaretimi artırdı.”

 

Arda Şen / 11. Sınıf 

“Benim için Tokat’tan İstanbul’a gelmek ve yatılı olarak yaşamak büyük bir karardı çünkü 8. sınıfın sonuna kadar ailemle yaşamıştım. İlk başlarda okula ve yatılı hayatına adapte olmakta çok zorlanırken devreye dönem arkadaşlarım ve üst dönemler girerek bana her türlü konuda özellikle de derslerimde çok yardımcı oldular. Bu yüzden arkadaşlarınız ile birlikte yaşadığınız, kaynaşmanın ve sıkı dostlukların çok kolay oluştuğu yatılı ortamı aynı zamanda şehrin gürültüsünden arınmış yeşilliklerin içinde bir alandır. Bunlarla beraber fitness salonundan, halı sahalarına kadar birçok sosyalleşme fırsatını biz öğrencilere sunan yatılı hayatı her açıdan okula bir sıfır önde başlamamızı sağlıyor.”

 

Deniz Taşdemir / 11. Sınıf

“Şehrin karmaşasından uzakta doğayla iç içe bir ortamda yaşıyoruz ve ailemizden uzakta olduğumuzdan her an yeni deneyimler ediniyoruz. Hayatı öğreniyoruz da diyebilirim.  Bu açıdan Koç Lisesi’nde yatılı olmak çok büyük bir avantaj bizim için. Öğretmenlerimiz ve üst dönemlerimizin oluşturduğu bu sıcak aile ortamında kendimizi daha iyi ifade edebilmeyi ve daha planlı yaşamayı öğrendik. Yatılı olmanın en güzel yanı ise başka insanlar ile birlikte yaşarken onları çok yakından tanıma fırsatı bulabilmek.”

 

Ümmünaz Yanık / 2021 Mezunu

Beş sene önce okulun önündeki otoparkta dururken ailemin gittiği an ne kadar yalnız hissettiğimi halen hatırlıyorum. Neyse ki çökmeye başlayan akşam karanlığı gözyaşlarımı bir süre örtmüş, böylece kendimi çok daha beter hüzünlü hissetmemiştim. ”B2 Kızlar-Girls Dormitory” yazan yatakhanenin kapısına doğru giden ince ve uzun yolu geçerken çok düşündüğümü hatırlıyorum. “Buraya alışacak mıyım bir gün?” sorusu ile dolup taşıp neredeyse ayaklı bir soru haline gelmiştim. 

Şansıma o soruyu cevaplamam çok uzun sürmedi. Koç Yatılı’da beş yıl o geldiğim ilk günü halen dünmüşçesine hatırlayacağım kadar hızlı ve bir o kadar da unutulmaz geçti. Kendimi bulmamı sağlayacak olan bağımsızlık ile ilk tanışmam, hayalini kuramayacağım ömürlük dostluklarımı edinmem ve en güzeli bunların hepsini keşfedip yaşayabileceğim bir mekânda lise hayatımı geçirmem ancak yatılı öğrencisi olmam ile mümkün oldu. 

Yatılı olmak bir grup insanla yattığınız odayı paylaşmaktan çok daha öte kurduğunuz bağlarda gizli. Öyle ki seneler geçse dahi o ilk gün örülen bağlar sizi hala birbirinize tutar hale geliyor. En az sizin kadar yalnız ve korkak hissetmiş olan bir grup genç insanla hayatı keşfetmeye çalışırken aslında hep beraber büyüyüp, evrildiğiniz ve güçlendiğiniz bir öykünün karakterleri haline geliyorsunuz. Ben kendim yatılıdaki o ilk kafası karışık dört kızın (oda arkadaşlarım ve kendimin) her birinin yeteneği biricik olan böylesine güçlü genç kadınlara dönüşeceğini tahmin edemezdim. Bu durumda böylesine bir öyküde ne birlikte güçlendiğiniz mekân ne de yanınızdakileri unutmak mümkün.